EREĞLİ ZAFER PARTİSİ BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

Zafer Partisi Ereğli ilçe teşkilatı, Ereğli Sümer Sosyal tesislerinde yemekli bir toplantı düzenleyerek basın mensuplarına Ereğli teşkilatını, Konya il teşkilatını tanıttı. Ereğli ilçe başkanı Özgür Mutluer yaptığı konuşmada bunun bir kaynaşma toplantısı olduğunu belirterek sözü Konya il başkanı Emine Binnur Bulgana bıraktı.
Bulgan, toplantıya katılanlara teşekkür ederek başladığı konuşmasında Türkiyenin zor bir dönemden geçtiğini, bu zorluğun üstesinden gelmek için Zafer Partisine güvenen insanların partiye kayıt olduklarını söyledi.
Bulgan, ekonomik olarakta zor bir dönemden geçmekteyiz. Bu konuda sözü Ekonomi ve Kalkınmadan Sorumlu İl başkan yardımcımız Agah Emre Çoka bırakıyorum diyerek katılımcıları selamladı.
Ekonomi hakkında önemli bilgiler veren Ekonomi ve Kalkınmadan Sorumlu İl başkan yardımcısı Agah Emre, Çok Değerli Dostlar diye başladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Bizler, yalnızca günü kurtarmayı değil, yarını şekillendirmeyi hedefleyen bir anlayışa sahibiz. Bugün burada konuşacağımız her mesele, yalnızca bugünün sorunlarına değil, geleceğin fırsatlarına da ışık tutacaktır. Bu millet, tarihten aldığı güçle önündeki engelleri aşmaya muktedirdir. Ancak bunu başarabilmek için, birlikte çalışmaya, üretmeye ve doğru adımları atmaya mecburuz.
Milli ekonominin temeli tarımdır. Bu gerçek, yalnızca geçmişte değil, bugün ve gelecekte de bizlere yol gösterecek en önemli ilkedir. Atatürk'ün "Türkiye'nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür" sözünde olduğu gibi, bizler de bu ülkenin asıl gücünün, üreticilerimizin emeğinde saklı olduğunu biliyoruz.
Değerli arkadaşlar, unutmamalıyız ki, tarım sadece bir ekonomik faaliyet değil, aynı zamanda bağımsızlığımızın ve geleceğimizin teminatıdır. Atatürk'ün bize emanet ettiği bu değerli sözleri rehber edinerek;
Üreticimizi desteklemeli,
Tarımsal modernleşmeyi sağlamalı ve
Türk tarımını dünya pazarlarında hak ettiği noktaya taşımalıyız.
Bu hedeflere ulaşmak hem ekonomik bağımsızlığımızın hem de milletimizin refahının anahtarıdır.
Tarımsal kalkınma, yalnızca kırsal bölgelerimizin değil, şehirlerimizin de ekonomik canlılığı için hayati öneme sahiptir. Topraklarımızın bereketini artırmak, modern sulama tekniklerini yaygınlaştırmak ve çiftçimizi teknolojik yeniliklerle buluşturmak, önümüzde duran en önemli görevlerdendir.
Unutulmamalıdır ki; tarım, sadece bugünün değil, geleceğin de güvencesidir. İklim değişikliği ve küresel gıda krizleri karşısında, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak, geleceğimizi korumanın en temel adımıdır.
Elbette ki yalnızca tarım yetmez. Güçlü bir ülkenin bel kemiği, ekonomik istikrar ve üretim gücüdür. Bugün ekonomimizi güçlendirmek için yapmamız gereken en önemli şey; yerli ve millî üretimi artırmak, dışa bağımlılığı azaltmak ve tüketim alışkanlıklarımızı yeniden şekillendirmektir.
Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür. Unutulmamalıdır ki; bir milletin bağımsızlığı, yalnızca siyasi ve askeri güçle değil, ekonomik gücüyle de şekillenir. Bizler bu ekonomik mücadeleyi kazanırsak, Türkiye'yi yalnızca bölgesinde değil, dünyada lider bir ülke haline getirebiliriz.
Milliyetçilik, Gücümüzün Temelidir
Türk milletinin tarih boyunca sergilediği kararlılık ve azim, dünyada eşine az rastlanır bir mücadele ruhunu temsil etmektedir.
Yakın tarihimize baktığımızda, Kurtuluş Savaşı'nın ardından Türk milleti, yoksulluk ve yıkım içindeki bir ülkede umut ve kararlılıkla yeniden bir kalkınma hamlesi başlatmıştır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde hazırlanan kalkınma planları ve milli ekonomi anlayışı, Türkiye Cumhuriyeti'ni kısa sürede ayağa kaldırmıştır.
Tüm dünyaya örnek teşkil eden bu süreç, Türk milletinin özündeki kararlılık ve iradenin bir sonucudur. Bugün de aynı milli ruha sarılmalı, doğru ekonomik politikalarla bu zorlu dönemi aşmalıyız
Ancak ne yazık ki günümüzün ekonomik gerçeklikleri, halkımızın sabrını sınar niteliktedir. Yeni açıklanan asgari ücret, Yüce Türk milletinin alın terine ve emeğine yakışır bir seviyede değildir. Çiftçilik yapan ve hayvancılıkla uğraşan aziz milletimizin emeğinin karşılığı zayi edilmektedir. Halkın sırtına yüklenen ağır ekonomik yüklerin yanı sıra, ülkemizde bulunan sığınmacılar için ayrılan kaynaklar da tartışılması gereken bir gerçektir. Eğer bu kaynaklar milletimizin menfaatine kullanılabilseydi, bugün asgari ücret çok daha yüksek, vatandaşımızın yaşam standardı çok daha iyi olabilirdi. Yüce Türk milletinin emeği, önceliği ve refahı hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.
Son olarak, bu topraklarda yaşayan her birey, bu milletin parçası olarak büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Bu sorumluluk, kişisel çıkarlarımızı değil, milletimizin çıkarlarını savunmayı gerektirir. Çünkü Türk milleti, birliğini ve kararlılığını koruduğu sürece, hiçbir zorluk karşısında yenilmez. Tarihten aldığımız güçle, geleceği inşa edecek olan bizleriz. Bu inançla, daha adil, daha güçlü ve daha müreffeh bir Türkiye için el birliğiyle mücadele etmeliyiz.
Bu, yalnızca bir hayal değil; geçmişte başardığımız ve gelecekte de başaracağımız bir hedefin adıdır.
Bu yolda hepimize düşen görev büyük; Ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşımaktır.
Milliyetçiliğimiz, geçmişte olduğu gibi bugün de geleceğimizi aydınlatan bir yol gösterici olmaya devam edecektir. Atatürk'ün vizyonuyla çizilen bu yol, yalnızca bir ulusun değil, ortak bir medeniyetin yeniden inşasının habercisidir. İşte bu inançla diyoruz ki: Birlikte çalışacak, birlikte başaracak ve Yüce Türk Milletini hak ettiği o parlak yarınlara mutlaka ulaştıracağız! dedi
Ne mutlu Türk'üm diyene! diyerek konuşmasını sonlandıran Ekonomi ve Kalkınmadan Sorumlu İl başkan yardımcısı Agah Emre Çokun konuşmasının ardından partiye yeni katılanlara rozetleri takıldı ve toplu aile resmi çekilerek toplantıya son verildi.
Bahri Can