Ereğlide geçimini çiftçilikle sağlayan, geçmiş dönem Ziraat Odası Başkanılğı da yapan Tatlıdil çiftliklerinin sahibi çiftçi önderi Cafer Tatlıdil, Koronavirüsün tarım üzerindeki etkisi ile ilgili bir değerlendirmede bulundu. Tatlıdil, İnsanoğlu tarihinde görünür ya da görünmez pek çok düşmanla mücadele etmiş, onları yenmiş veya onlara yenilmiştir. Bu sefer öyle görünmez düşman ki bir tarafta ülke, millet, din ayrımı olmadan bütün dünya bütün insanlık diğer tarafta ise görünmez düşman olan virüs.
Bu virüs, gelişmiş-gelişmemiş ülke ya da zengin-fakir ve inançlı-inançsız insan ayırmıyor dedi. İnsanların, dünyada bulaşmadık ülke bırakmayan bu virüs mikrobuna bir an önce çare bulunması umuduyla konu uzmanı ve bilim adamlardan gelecek olumlu haberleri beklediğini ifade eden Tatlıdil, Çinin Wuhan şehrinden çıktığı bildirilen COVID-19 hakkında birçok teori öne sürülmekte ama gerçek olan, tarihte ne atom bombası ne de onun gibi güçlü silahlar tüm dünyayı aynı anda şu andaki gibi bir endişeye sevk etmemişti. Olay Çinde başlamasına rağmen bugünkü geldiğimiz noktada en fazla etkiyi sosyal refahın, gelişmişliğin ve teknolojinin en ileri olduğu Avrupada ve gelişmiş diğer ülkelerde göstermektedir. Bütün ülkeler bu belaya karşı kendi imkânları ile tedbirler geliştirmeye çalışırken kendi yalnızlığını yaşıyor, İtalya ve İran örneğinde olduğu gibi. Her alanda gerekli olan bilim ve teknolojiye sahip olan ülkeler sağlık alanında da bu avantajlarını önce kendileri için kullanacaklardır. Bu da millî teknolojiye (tarımdan sağlığa) sahip olmanın ne derece önemli olduğunu ortaya koymaktadır şeklinde konuştu.
TEDBİRLER TARIM PAYDAŞLARINI DA MEMNUN ETMELİ
Ülkemizde bugün bu virüse karşı mücadeleyi yöneten T.C. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu bulaşmayı önlemeyi, virüse yakalananların, hastalananların bakım ve tedavisini önceliyor elbette diyen Tatlıdil, daha sonra şunları kaydetti: Burada en etkin tedbirlerin başında 'evde kal' sözü ile toplumda uygulanmaya çalışılan ve gönüllülük esasına dayanan karantina hayatı geliyor. Bu çağrı ile evde kalalımı uygulayan çoğumuzun belki en fazla zaman harcadığı mekânın biri de mutfaktır. Mutfak ise gıda demektir, beslenme demektir. Bu sebeple bugünlerde pek çok insan, mutfak/temel gıda ihtiyaçlarını imkânları ölçüsünde sık sık dışarı çıkmama adına toplu sağlamaya çalışıyor. Bu, hayatımızda gıdanın ve tarımın önemini açıkça göstermektedir. Günümüzde birçok insan gıdanın bir tarımsal faaliyet (bitkisel ve hayvansal ürün) sonucu elde edildiğinin farkında olsa bile tarımsal üretim zincirinin öneminin ve gerekliliğinin bilincinde olmayabilir. Yetkililerin söylediğine göre gıda tedarikinde şu anda bir eksiklik gözükmemekle birlikte gıda üretimi için tarım sektöründe üretimin devamlılığı şarttır, üretim zincirinin kırılmaması gerekir. Bunun için tarımsal üretimde insan gücü, tarımsal girdiler ve tarımsal destekler önemlidir. 'Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin' atasözümüz son derece doğrudur. İnsanlar herhangi bir toplumsal olayda gıdalara saldırıyor kimse cep telefonu, televizyon, ayakkabı, elbise, ev ve benzeri. alayım derdinde değil, bu bütün dünyada da böyledir. Korona virüs için açıklanan karantina tedbirlerine ve ekonomik önlemlere baktığımızda ise daha ziyade şehir hayatı ve farklı üretim sektörleri için önlemlerin alındığını ve takip edildiğini görüyoruz. TOBB Başkanının alınan önlemlerden memnuniyeti bir yere kadardır, şayet tarım sektörünün üretim zincirini oluşturan en başta üreticilerin sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve üretim şartları desteklenmez ise çoğunlukla mevsime bağlı olan ve baharlık ekimlerin yapılacağı açık alan tarla tarımında, sebzecilik ve meyvecilik faaliyetlerinde oluşacak olumsuzluklar tarımda çalışanlardan daha fazla şehir hayatın vuracaktır. Onun için alınan tedbirler tarım paydaşlarını da memnun etmelidir
ACİLEN TARIM DANIŞMA HATTI KURULMALIDIR
Kırsalda çalışanların ve üretenlerin kıt kanaat geçinmeye alışık olduğunu söyleyen ama onların üretimden kopmasının şehrin hayatını felç edeceğini aktaran çiftçi önderi Cafer Tatlıdil, şu ifadelerle konuşmasını noktaladı: Ülke tarımında önemli olan bir yeri olan 'baharlıkların ekiminde /üretiminde' problemler/kopuşlar olmaması adına tarım işçi hareketliliğinin yaşanacağı bugünlerde, çiftçilerin ve tarım işçilerinin durumu, tarımsal girdilerde (bitkisel ve hayvansal üretim için) yaşanan fiyat artışlarının ve tarım işletmelerinin ihtiyaç duyduğu ekonomik destekler konusunda acilen tedbirler geliştirilmelidir. Bu belanın ne zaman biteceği konusunda kimse bir şey söyleyememekte. Bundan dolayı ülkenin gıda güvenliliğini sağlamak ve gerekirse dünya piyasalarında oluşacak gıda taleplerini karşılanabilmesi için gerekli tedbirler acilen alınmalıdır. Şu ana kadar tarımdan sorumlu idareciler sadece 'Gıda arzında bir problem yok' ifadeleri ile tüketicilere mesaj vermekte üreticilere yönelik normal zamanda yapılması gereken desteklerin yapıldığını açıklamaktan öte ilave tedbirler konusunda bir umut vermemektedirler. Böyle sıkıntılı günlerde tarımın geleceği konusu görmezden gelinmemelidir ve tarım sektörünün üretici güçlerinin umutsuzluğa sevk edilmemesi elzemdir. Tarımsal üretimin paydaşlarının istek ve talepleri dikkate alınmalıdır. Bu konuda daha sağlıklı kararlar almak ve sağlıklı politikalar oluşturmak için T.C. Sağlık Bakanlığının doğru bir kararla oluşturduğu 'Bilim Kurulu' gibi fakat sadece bilim insanlarından değil tarımın tüm paydaşlarından oluşan bir 'Tarım Danışma Kurulu' acilen oluşturulmalıdır. (Bahri Can)
Bu Haber Hakkında Ne Söylemek İstersiniz?
UYARI: T.C. kanunlarına uymayan, konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren, inançlara saldıran, şiddete teşvik eden ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.