AMİL ACAR: YENİ EĞİTİM YILI ANDIMIZSIZ EKSİK BAŞLADI
Colombia

AMİL ACAR: YENİ EĞİTİM YILI ANDIMIZSIZ EKSİK BAŞLADI

İYİ PARTİ EREĞLİ TEŞKİLATI EREĞLİ MİLLİ EĞİTİM ÖNÜNDE ANDIMIZ AÇIKLAMASI VE EĞİTİMDEKİ SORUNLARI ELE ALAN BİR AÇIKLAMA YAPTI

AMİL ACAR: YENİ EĞİTİM YILI ANDIMIZSIZ EKSİK BAŞLADI
2023-09-11 21:42:59

İYİ Parti Ereğli ilçe başkanı Amil Acar, Andımızsız başlayan eğitimin eksik başladığını ifade ederek konu hakkında bir basın açıklaması yaptı.

İYİ Parti Ereğli ilçe başkanı Amil Acar ve yönetim kurulu üyelerinin tam kadro katıldığı açıklamada;

"İYİ Parti Ereğli İlçe Teşkilatı olarak, Andımızın okullarda okutulması ile ilgili alınan yargı kararını uygulamamakta ısrar eden Milli Eğitim Bakanlığına tepkimizi göstermek için, Andımızın okullarda okutulması konusundaki kararlılığımızı ve haklı talebimizi dile getirmek için Ereğli ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptık" dedi.

Acar, kamuoyuna duyurulmak üzere açıklamasını şöyle sürdürdü:

2023-24 Eğitim Öğretim Yılı, bugün çalan ilk ders zili ile başladı.

Eğitim politikalarını önceleyen ve Cumhuriyet değerlerimizi, ülkemizin bekası için her daim içselleştiren İYİ Parti mensupları olarak, bugün tıpkı burada olduğu gibi 81 ilimizde eş zamanlı olarak sahalardayız, alanlardayız, karşınızdayız.

Geçtiğimiz yıl, 15 milyon 839 bin 140 öğrenci resmî, 1 milyon 578 bin 233 öğrenci özel ve 1 milyon 738 bin 198 öğrenci de açık öğretim kurumlarında eğitim gördü. Resmî okullarda eğitim görenlerin 8 milyon 147 bin 339'u erkek, 7 milyon 691 bin 801'i kız öğrencilerden oluştu. MEB İstatistiklerine göre Türkiye'de toplam 70 bin 383 eğitim kurumu içinde devlete ait okul sayısı 56 bin 200. Özel okulların sayısı ise 14 bin 124.

Henüz resmi rakamlar netleşmedi fakat bu eğitim öğretim yılında bu rakamlar muhtemelen bir hayli daha artacak.

Ebeveynleri de dahil ettiğimizde toplumumuzun önemli bir kesimini ilgilendiren eğitim konusu, söz konusu rakamsal veriler ışığında en önemli sorunlarımızın başında gelmektedir.

Pek çok konuda olduğu gibi eğitim politikalarında da ipin ucunun kaçırıldığına, toplumsal değerlerimizin özümsenmesiyle ilgili hassasiyetlerin eğitimde de terk edildiğine üzülerek tanık oluyoruz.

Türk Milletinin duyarlılıklarının ötesinde, artık ayan beyan belli olan ve İyiden iyiye açığa çıkan bir gizli ajandada yazılı olanların, yasa ve yönetmelikler de hiçe sayılarak eğitimde de uygulamaya konulmasıyla somutlaştığını maalesef gözlemliyoruz.

Yeni kuşakların Anayasamızda da öngörülen; milli ve manevi değerlerinin yanı sıra Atatürkçü, laik, çağdaş ve bilimin ışığında yetiştirilmesi amaç ve hedefinden hızla uzaklaşmakta olduğumuzun, evrensel kriterlerden öte, bir garip ideolojik hedefler doğrultusunda şekillendirilmek istendiğinin farkındayız.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na gore eğitim bir uzmanlık alanı ve öğretmenlik de bir ihtisas mesleğidir.

Pedagojik formasyonu ve lisans eğitimi olmayan kişilerin değişik adlarla veya kaçak yapılar marifetiyle eğitim vermeye kalkıştıkları dahi biliyor, bunlara göz yumulduğuna da şahit oluyoruz.

Cumhuriyetin temel niteliklerinden biri Eğitim-Oğretim Birliği'dir ve bu konu, devletimizin varlığının ilelebet korunmasıyla da doğru orantılıdır.

Bilinmelidir ki;

Vakıflar, cemaat, dernek grup ve benzeri din eğitimi veya değerler eğitimi adına MEB müfredatı dışında birtakım faaliyetlerde bulunmak, ülkemizdeki eğitim ve öğretim sürecini olumsuz etkiliyor.

Zira bu tur faaliyetlerde bulunan grupların hangi müfredata, hangi programa bağlı kaldıkları da meçhuldür ve bu durum oldukça tehlikelidir.

Şunu Özellikle belirtmek isteriz ki; çağdaş ve modern eğitim ile birlikte, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması her zaman olduğu gibi öncelikli talebimızdir.

Bıkmadan usanmadan, her türlü mecrayı kullanarak her fırsatta bu talebimizi haykınyoruz, çünkü ülkemizin temel sorunu budur.

Bugün de içinde bulunduğumuz eğitim sistemi, ne yazık ki, birey yetiştirme değil, seçmen yetiştirme üzerine kuruludur.

Once köy enstitülerinin kapatılmasıyla başlayan ülkemiz eğitimindeki erozyon, son 22 yıl içinde çok sayıdaki koy okullarının kapatılmasıyla da derinleştirildi.

Müfredat düzenlemelerinin Cumhuriyet değerlerinden uzaklaştırılarak yapılması, yukarıda sozunü ettiğimiz gizil ajandatı bir kurgunun hayata geçirilmesi amaçlıydı ve Türk eğitim sisteminde bilinçli bir yozlaştırmayı beraberinde getirdi.

Yargı kararına rağmen keyfi bir uygulama ile Andımız'ın yasaklanması dahi Milli Eğitim ideallerimize vurulan en ağır darbelerden biri olmuştur.

Çocuklarımızın, "Ne mutlu Türküm diyene!" diye haykırmasından rahatsızlık duyanların gerçek niyetinin, kimliksiz bir zihniyete sahip, kula kulluk eden bağımlı bireyler yetiştirmek olduğu net biçimde anlaşılmıştır.

Eğilimde temel felsefe, nitelikli eğitimin yolunu açmak, fırsat eşitliğini sdğldiıidk, devlet güvencesiyle parasız eğitime geçiş yolunda çalışmalar yapmak, sonuç itibarı ile liyakat sahibi gençler yetiştirmek olmalıdır.

Geleceğin aydınlık Türkiye'sini kurmanın da insan hak ve hürriyetlerinin egemen olduğu, hukukun tüm kurum ve kurallarıyla işlediği, adaletin herkesi için tesis edildiği, laik ve demokratik bir ülkede yaşayabilmenin de tek yolu, milli eğitimdeki bu ideallerin hayata geçmesiyle mümkündür.

Türk Eğitim Sistemi'nde; Atatürk ilke ve devrimleri esas olmalı, milli ve manevi hassasiyetler korunup kotlanmalı, laik ve bilimsel eğitim ilkelerine uyumlu politikalar üretilmelidir.

Aynı şekilde; devlet denetiminde olması gereken okullarımızda ve öğrenci yurtlarımızda, dar ve sabit gelirli ailelerin çocuklarını ücretsiz yararlandırmaları esas alınmalıdır.

Devletimizin hiçbir biriminin olur vermediği, kaçak tanımlamasıyla tarif edilen sözde eğitim ya da barınma merkezlerine, bırakın müsamaha gösterilmesini, derhal kapatılmalarıyla ilgili işlemler gecikmeksizin yapılmalıdır.

Demek ve vakıf ağırlıklı eğitim ve yurt merkezlerinin, Türk devleti ve Milletinin duyarlıkları doğrultusunda denetlenmeleri sağlanmalı, elbette ki Anayasamızda ve yürürlükteki yasalarımızda ifadesini bulan Türk eğitim sisteminin ilke ve prensiplerine uygunluğu tescil edilmelidir.

Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızda, milli bilincin ve ulusal değerlerimize aidiyet duygusunun güçlenmesi için; yargı kararına rağmen yasaklanan 'Andımız' tekrar bütün yurt sathında okutulmaya başlanmalıdır.

Ailelerin belini büken ağır kırtasiye masraflarının yükü devletimiz tarafından subvanse edilmeli, okul ve derslik sayısının yetersizliği ile sınıf mevcudiyetlerinin aşın kalabalıklığından kaynaklanan sorunlar giderilmelidir.

Öğretmen açığı, atanamayan öğretmenlere ders başı yaptırılmasıyla telafi edilmeli, okulsuz köyler ve taşımalı eğitim sisteminin sancılan ortadan kaldırılmalıdır. Biliyoruz ki; Türkiye'de İlkokul 4. sınıfların yüzde 40'ı ve 8. sınıfların yüzde 46'sı okula aç gidiyor ve tam 1 milyon 358 bin çocuk açlık sınırında bulunuyor. İYİ Parti olarak çocuklarımıza o nedenle okullarda beslenme projesi geliştirmiştik. Şimdi burada iktidara sesleniyoruz; hadi bakalım seçim döneminde, bizden kopya çekerek verdiğiniz ücretsiz yemek sozunu yerine getirin!

Kısacası, öğrencilerimizdeki beslenme sorunlarının üzerine mutlaka ama mutlaka eğilinmeli, sağlıklı ve nitelikli bireyler yetiştirilmesi için eğitimimiz, dünyadaki evrensel kalite standartlarına yükseltilmelidir.

Öğretmenlerin açlık sınırında (özellikle özel okullarda) çalıştırılmalarının önüne geçilmeli, ebeveynlerin üzerindeki maddi manevi ekstra bir yük olan servis çilesine son verilmelidir.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Bu Haber Hakkında Ne Söylemek İstersiniz?

UYARI: T.C. kanunlarına uymayan, konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren, inançlara saldıran, şiddete teşvik eden ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.

Güvenlik Kodunuz 17597

Kullanıcı Adı

 
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRx
KONYA BÜYÜKŞEHİR’DEN “BEN DE VARIM” YARIŞMASI
KONYA BÜYÜKŞEHİR’DEN “BEN DE VARIM” YARIŞMASI
KONYA’DA ANLAMLI BULUŞMA
KONYA’DA ANLAMLI BULUŞMA