​ALİ SAYAR EREĞLİ TARİHİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ

EREĞLİ TARİHTE ÖNEMLİ BİR YERE SAHİPTİ


​ALİ SAYAR EREĞLİ TARİHİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Geçmişi yaşatma adına sosyal faaliyetler gerçekleştiren ve dernek kuran Ereğlili doktorlarımızdan Dr. Ali SAYAR, Ereğli tarihi üzerine bir araştırma yaparak, belgeleri ile Ereğlinin tarihçesini anlattı.

EREĞLİ

Konyanın coğrafya ve nüfus bakımından en büyük ilçesi olan Ereğli, Anadolunun en eski yerleşim yerlerinden biridir. Toros dağlarının eteklerindeki muhkem konumu, sulanabilir bereketli toprakları, temiz havası ve doğal kaynak suyu, onun yaklaşık dokuz bin yıllık bir yerleşim yeri olmasının sebepleri içerisinde öncelikli olanlarıdır. İlçe, bu özellikleri ile tarihin ilk çağlarından itibaren yüksek kültürlerin buluştuğu bir yer olma özelliği göstermiştir.

Konyanın en büyük ilçesi ve sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında 38 ilden daha üst sırada olan Ereğli (1) , dokuz bin yıllık tarihi ile Anadolunun en eski yerleşim yerlerinden birisidir. Torosların Erdost (Aydos) ve Bulgar (Bolkar) dağları arasındaki eteklerinde; 90 çeşit armudu (2), 70 çeşit elması (3) ve beyaz kiraz üretimiyle, yarış atı çiftlikleri ve yılkı atlarıyla, kuş cenneti Akgölü (Bekdik Gölü (4)) ile, İvriz Hitit Kaya Anıtıyla, doğuya ve güneye giden yolların başında bulunmasıyla, İvriz barajının bereketi ile sulanabilir bereketli toprakları, temiz havası ve doğal kaynak suyuyla, belki de Osmanlı tarihinin seyrini değiştiren Şehzade Mustafanın idamını ve Cem Sultanı görmüş olmasıyla, ve onlarca başka özelliğiyle Ereğli, ayrıcalıklı bir konumdadır. İlçe, bu özellikleri ile tarihin ilk çağlarından itibaren yüksek kültürlerin buluştuğu bir yer olma özelliği göstermiştir.

Neolitik Çağdan itibaren insan yerleşiminin görüldüğü, Asur ticaret kolonilerine ev sahipliği yaptığı bilinen Ereğlide, Hititler dönemine ait dünyadaki ilk tarım anıtı olan İvriz Kabartması, kültür mirasının nadide eserlerindendir (5). Hititlerden sonra sırasıyla Frig, Roma, Bizans, Emevi, Selçuklu, İlhanlı, Karamanoğlu ve Osmanlı dönemlerine ev sahipliği yapan

Ereğli; Ulu Cami, Rüstem Paşa Kervansarayı, Cağaloğlu Bedesteni, Şifa Hamamı ve Tarihi Han gibi nadide eserleri bünyesinde barındırmaktadır.

1077 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından Türk toprağı yapılan Ereğlide (6) Selçukluların kurduğu Medine Vakfı, Osmanlılarda en önemli Haremeyn vakıflarından birisi olmuştur.

1471de Osmanlılarca tamamen boşaltılarak halkı İstanbul ve Selanike sürülen Ereğli, bu tarihten sonra Oğuz boylarının iskân edilmesiyle bir Türkmen yurdu haline gelmiştir.

Osmanlı tarihine, dolayısıyla dünya tarihine yön veren önemli olaylardan birisi Ereğlide yaşanmıştır: Kanuni Sultan Süleyman İran seferi sırasında Ereğli Akhüyükte konakladığı sırada 17 Kasım 1553te oğlu Karaman valisi Şehzade Mustafayı boğdurmuştur (7). Cenaze namazı Ereğli Ulu Camide kılınmış, cenaze ise Bursadaki türbeye defnedilmiştir.

Ereğli, Rahmi Apak komutasındaki 19. Süvari Alayı ile Kurtuluş Savaşımıza verdiği desteğin ve İzmirde düzenlenen 1. İktisat Kongresinin sponsorluğunun (500 sarı lira-altın) Ereğlili bir Bekdik Türkmeni olan Hacı Ümmet Halil tarafından yapılmasının (9) karşılığını, Genç Cumhuriyetin sanayi yatırımları ile almıştır. Cumhuriyet Türkiyesinin dev yatırımları ile hızlı bir gelişme sürecine giren Ereğlide bizzat büyük Atatürkün direktifleriyle 1936 yılında İvriz Hidroelektrik Santrali kurulmuş, buradan elde edilen elektrikle üretim yapacak Sümerbank Pamuklu Sanayi 1937 yılında ekonominin itici gücü olarak faaliyete geçmiştir. Bu yatırımlar ile ilk toplu konut örneği Sümerbank Taşevler, Merinos Çiftliği, Orman Fidanlığı, İvriz Köy Enstitüsü Genç Cumhuriyetin Ereğliye verdiği önemi göstermektedir. İstanbul-Bağdat demiryolu üzerinde olması nedeniyle Kurtuluş Savaşı öncesi Fahrettin Altay komutasındaki ünlü Süvari Alayımız bir ay süreyle Ereğlimizde kalmış ve Ereğlililer tarafından iaşeleri temin edilmiştir (10).

Ereğli, demiryolu ile ulaşım kolaylığı nedeniyle askeri öneme de haizdir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Hatay, Adana, Osmaniye gibi illerimizin Marmara, Ege ve Güney bölgelerimizle bağlantısını sağlayan karayolu Ereğliden geçmektedir.

1941 yılında hizmete açılan İvriz Köy Enstitüsü, İvriz Öğretmen Okulu olarak öğretmen yetiştirmeye devam etmiş ve ülkenin her yerinde, her kademede görev alan mezunlar yetiştirmiştir.

21. asra tarım ve hayvancılığa bağlı sanayisini geliştirmiş bir şekilde giren Ereğlinin et, süt ve süt ürünlerinde Türkiye genelinde hatırı sayılır bir yeri vardır; haftalık ortalama 500 büyükbaş, 2.000 küçükbaş hayvan etinin İstanbula gönderildiği Ereğli, Türkiyenin süt ve süt ürünleri ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır. İlçe sadece büyük bir sebze ve meyve üretim merkezi değil aynı zamanda beyaz kiraz ve siyah havuç gibi iki stratejik ürünün de Türkiyedeki tek üretim yeridir. İlçede bu iki ürüne bağlı sanayi gelişmiş durumdadır. Organik tarıma güneş ve rüzgâr enerjisi üretimine de uygun olan ilçemiz genç ve eğitilmiş işgücüyle yatırımlara hazır haldedir.

Dipnotlar:

1.DPT, İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması 2003, www.dpt.gov.tr/DocObjects/Download/3116/2003-05.pdfDPT, İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması 2004,

www.dpt.gov.tr/DocObjects/Download/3159/ilce.pdf.

2.Katip Çelebi, Cihannüma, İstanbul 1145, s. 615; Hacı Mehmet Edip Efendi Nehcetül-Menazil, İstanbul 1232, s. 33-34; Mehmed b. Mehmed Edirnevî (ölüm tarihi: 1050/1640), Nuhbetüt-Tevârîh vel-Ahbâr, Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi el yazması.

3.Mustafa MAÇ, Doğup Büyüdüğüm Ereğliye Özlem, Ankara 2002, s. 23-24te 38 elma çeşidinin adı geçer. Ereğlide yetiştiği bilinen elmaların adları şunlardır: Ak elma, akşam elması, alaca, alagöz, altın çekirdek, Amasya (misket), Ankara güzeli, Arap kızı, Arjantin (Grand Smith, Şili), arpa elması, bağış elması, bakkal elması, beleş elma, buzağı burnu (dana burnu), buzlu elma, cıngırdaklı (cıngıraklı, cıngıllı) elma, Çingen bacağı, daldabir, damdolduran, Deli Hasan, demir, Dereyüzü (Kostantin ya da Köstence), domates elması, eşki (ekşi) burç, eşki (ekşi) buz, Frenk, gala (galaxy, imperial, mondial, royal, ruby, star ), Gani elması, gelin elması, golden, gönen, Gökez, Gülbahar, hanım teni, hayvan elması (parlak hayvan), Hüryemez (sarı İngiliz, sarı taraklı), Hüsnüyusuf, imam elması, İngiliz, kaba elma, kabak elması, Kara Mustafa, Karaman elması, Kel Hasan, kepek, kıraç (talaş), kokulu elma, kumpanya elması, küllü hayvan, misket, Namrın elması, Pomajin, ras elması, Roma güzeli, Sadık Paşa, sarı, selvi, starking, staymen, şafran, Şakir Paşa, şekem (şekem armudu da var), Şeriban, taş elma, Tatar, tavşanbaşı, yaz elması, yıldızkıran, yonga (kurutmalık), Zanapa elması.

4.İbrahim Hakkı KONYALI, Abideleri ve Kitâbeleriyle Ereğli Tarihi, İstanbul 1970 S. 40.

5.Hasan NAR - Gülşah KILIÇ - Besim BAŞ, Geçmişten Günümüze Ereğli, Konya2009, s. xııı.

6.Ferruh SENAN, Tarihte ve Coğrafyada Konya Ereğlisi, İstanbul 1961, s. 13.

7.İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI, Osmanlı Tarihi, Ankara 1949, C. 2, s. 391-394.

8.Rahmi APAK, Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları, Ankara 1988.

9.Kaynak kişi: Kazım SÜLLÜ (1928 Hortu doğumlu. Kızılçullu Köy Enstitüsü mezunu. Gülbahçe Mahallesi, Eczacı Sami Sokak / Ereğli adresinde mukim)

10.Ali Fuat CEBESOY, Milli Mücadele Hatıraları, İstanbul 2000, s. 63-64.