​NEGATİF BİR ZİHİNLE POZİTİF BİR HAYAT YAŞAYAMAZSINIZ

NEGATİF BİR ZİHİNLE POZİTİF BİR HAYAT YAŞAYAMAZSINIZ


​NEGATİF BİR ZİHİNLE POZİTİF BİR HAYAT YAŞAYAMAZSINIZ

Tüm dünyada yaşanılan her türlü olumsuzluklar ister istemez bireyleri ve toplumları etkilemektedir.

Bu olumsuz durumlar insanların gelecek kaygılarını arttırmakta ve insanlarda negatif psikolojiye sebep olmaktadır. İşte bu nedenle de insanların neredeyse birçoğu gelecekten umudunu kesmiş durumda sanki rüzgârın önündeki yaprak misali zihinsel ve psikolojik olarak savrulmalar yaşamaktadır.

Evet, kabul edelim dünya her anlamda sıkıntılar yaşamakta ve bu sıkıntılarda ister istemez hepimizi etkilemektedir. Ama şu unutulmamalıdır ki dünyanın yaşadığı sıkıntılar bu güne özgü şeyler değildir. Dünya her çağda büyük sıkıntılara ev sahipliği yapmıştır. Dünya savaşları, salgınlar, ekonomik krizler ve birçok sıkıntı. Önemli olan bu sıkıntılı zamanlarda insanın kendini gerçekleştirebileceği hedeflere yönelmesidir.

Tarihe baktığımızda hedefleri olan, gönlünde insanlara faydalı olabilmek adına bir amacı olan insanlar, her türlü sıkıntıyı ya bertaraf etmiş ya da fırsata çevirmiştir. Ve bu insanlar tarihe adlarını yazdırmışlardır. Bunun için de motivasyonumuzun tamlanması gerekir. Motivasyonun ilk altın kuralı ise şudur: Kendiniz ilham sahibi olmadıkça, başkalarına da ilham kaynağı olamayacağınızıdır.

İnsanın gerçekleştirebileceği hedefler koyarak bu hedefler doğrultusunda ilerlemesi motivasyonun temelidir. Öncelikli olarak basit ve size katma değer sağlayacak hedefler koyarak başlayın. Bu hedeflerinize ulaştıkça hedeflerinizi yükseltin. Ve kesinlikle yılgınlık yaşamayın. Unutmayın ki hedefleriniz büyüdükçe karşılaşacağınız zorluklar büyüyecek ve artacaktır. Ama zorlukların aşılması da bir o kadar sizi hedefinize yaklaştıracaktır.

Şartlar ne olursa olsun her daim pozitif olana odaklanmak sizi hedeflerinize yaklaştırır. Şöyle düşünün negatif durumlar her zaman mevcut ama bunlara odaklanmak bana ne kazandıracak? Tabii ki hiçbir şey kazandırmayacak. Belki sahip olduğunuz pozitif durumları da negatife çevirecek. Bundan dolayı negatif bir zihinle pozitif hayat yaşayamazsınız. Çünkü tarihte büyük işler başarmış insanlara baktığınızda hep hayatlarında pozitif olana yani bir nevi elinde bulunan imkânlara ve bunlarla neler yapılabileceğine odaklanmışlar. Böylece hedeflerine ulaşmaları gerçekleşmiş.

Sahip olduğunuz imkânlar dâhilinde hedeflerinizi belirleyin. Bu imkânlar ilgi ve yetenekleriniz, maddi olanaklarınız, manevi olanaklarınız vb. her şey olabilir. Bir nevi teldeki kuşa değil eldeki kuşa bakacağız öncelikle. Elimizdeki imkânlar çok kısıtlı görünebilir. Ve bunlarla hiçbir şey olmayacakmış gibi de bir düşünce bir anda sizi negatife götürebilir. Ama ne dedik; negatif bir zihinle pozitif bir hayat yaşayamazsınız.

Kimileri dünyayı değiştireyim diyor, kimileri de böyle gelmiş böyle gider düşüncesiyle hayata negatif devam ediyor. Aslında iki düşünce tarzının da düştüğü hata şu: Kimse kendini tanıyıp kendindeki negatif durumları pozitife çevirme düşüncesinde değil. İşte önemli olan insanın kendinin farkına varıp değişime kendinden başlaması gerekir. Yunus Emrenin dediği gibi ilim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir.

Kendinin farkına varıp ki öncelikle zihinsel farkındalık olmalı. Sonra bu zihinsel negatiflikler pozitife döndükçe kendinizdeki değişimin farkına varacaksınız. Zamanla bu değişim çevrenize de katkı sağlayacaktır.

Mesela başlangıç olarak; sevgi, iyilik, kalite ve estetik gibi hasletlere odaklanın. Bu konularda atacağınız her adım, yapacağınız her dokunuş çok büyük etkilere ve güzelliklere vesile olacaktır. Bununla birlikte kendinizi geliştirmek istediğiniz hangi alansa oraya da bu hasletlerle birlikte odaklanırsanız eninde sonunda hem kendinizin hem de çevrenizin değişip geliştiğini göreceksiniz.

Unutmayın siz ne kadar pozitife odaklanır ve pozitif olursanız, çevrenizde pozitife doğru gider.

Gönlümüz ve zihnimiz, sevgiye, iyiliğe güzelliğe ev sahipliği yaptığı sürece olumsuz hiçbir durum bizi etkilemez. Karşımıza çıkan olumsuzluklar, sevginin, iyiliğin, huzurun ve mutluluğun dünyaya hâkim edilmesi için aşılması gereken basit engellerden başka bir şey değildir. Ve en önemlisi dünyada neye vesile olduğumuzdur. İyiliğe, güzelliğe ve sevgiye vesile olmak ne güzeldir. Kazanacak olan sevgi, iyilik ve güzelliktir. Ve kazanacak olan buna vesile olanlardır. Ve onlar mutlu sona değil, sonsuz mutluluğa taliplerdir. Ne mutlu onlara.

Asel UÇAK

Araştırmacı-Yazar