​BAHRİ CAN: BEN ONLARDAN FARKLIYIM

BİZ AYNI DEĞİLİZ, AYNI KEFEYE KOYULMAMALIYIZ...


​BAHRİ CAN: BEN ONLARDAN FARKLIYIM

Günümüzün bilişim çağı olduğunu bilmek inkar edilemez bir gerçek. Teknoloji öyle bir ilerledi ki biz yazılı basıncılara darbe vurdu. Gerek ulusalda gerekse yerel de bir çok gazete kapandı.
Oysa biz 56 yıllık gazetecilik hayatımızda ne badireler atlatıp bu günlere geldik.
Gün geldi gazeteyi basacak kağıt bulamadık, gün geldi boya bulamadık. Gün geldi gazeteyi basacak, gün geldi dağıtacak eleman bulamadık.
Görsel basında bunlara gerek kalmadı. Haber kaynaklarına ulaşmak bir cep telefonunun ucunda olunca 100 dolara haber sitesi kurup haber yapanlar, halkın gözünde gazeteci oldu.
Resimli haber kullanmak zor idi, klişe yaptırmak gerekiyordu. Onun içindir ki belirli kişilerin ve simgelerin klişeleri bol miktarda bulunur, aynı resimleri kullanırdık. Keza gazetede kullanacağımız hurufat sık sık yıpranır harfleri değiştirmek zorunda da kalırdık. Her bir haberin yazılışı tek tek harfler ile kumpasa dizilir, saatlik uğraşlar sonucu ortaya bir gazete çıkardı.
Görsel basında bu iş çok kolaylaştı. Adan Zye harflerin bulunduğu kavaletin yerini klavye aldı. Hem de binlerce yazı karakteri çeşidiyle. Fotoğrafa değinmeyeceğim bile. Bir olayda biz yazılı basın olarak birini kullanamazken onlarca fotoğraf kullanmaları haber siteleri için çocuk oyuncağı oldu...
...
Teknoloji yendi bizi usta. İlk matbaayı bulan Johannes Gutenbergin, Türkiyeye ilk getiren İbrahim Müteferrikanın sistem çöktü.
Çöken sistemi ayakta tutmak için çabalayanlar var elbette bizim gibi. Tabiki hurufatla harf harf yazı dizip, dar ortamda resim kullanmak yerine teknolojiyi kullanıp gazeteyi ofset ortamında basmaya karar verince bunu elde ettik. Sonuçta halen o gazete kokusunu özleyen az sayıdaki okuyucumuzu gazetesiz bırakmadık. Gazeteye dokunmanın habere dokunmak olduğunu bilen, gazetenin sayfalarını çevirerek o hışırtıyı ve kokuyu hisseden okuyucularımıza ulaşmaya da devam edeceğiz.
Diğer yandan bu zevkten mahrum kalan okuyucularımız için de haberlerimizi internek ortamında oluşturduğumuz gazetemizin Web sayfasından yayınlayarak Ereğli dışındakilere ulaşma imkanı yarattık.
100 dolara kurulan haber sitelerinden farkımız, yazılı medyamızda kullandığımız haberleri web sayfamızda yayınladık. Gazetede A Web sayfamızda B demedik.
Sevgili okuyucularımız burada şunu anlatmak istiyorum. Küçük bir örnek vererek anlatayım:
Geçtiğimiz günlerde sosyal deney babından bir işlem gerçekleştirdik. Dedik ki gazetemizin sosyal medya hesabından, Bize borcunuzu söyler misiniz?... Yüzlerce yorum yapıldı. Belki bir hayırsever çıkıp ödeyecektir diye düşünüp söyleyenler oldu. Günün sonunda yorumlara tek tek cevap verilerek, Yanlış anladınız sanırım, bize burcunuzu söyler misiniz diye sormuştuk deyince Pardon yanlış anlamışız yorumları ile karşılaştık.
Yanlış anlamamışlardı aslında. Biz ilerleyen saatlerde soruyu değiştirip, Borcunuzu Burcunuz yapmıştık.
Peki bunu yazılı medyamızda yapma şansımız var mı? Yok elbette. Onun içindir ki yazılı medya ince eleyip sık dokumak zorunda. Boya gazete kağıdı üzerine yapışıp, gazeteyi okuyucularla buluşturduktan sonra dönüşü mümkün değildir.
Ama sosyal medyada haberlerin takla üstüne takla attığına şahit olabiliyoruz.
Olumsuz haber yapılan kişi güçlü ise haberin kaldırıldığını bile görebiliyoruz. Hadi yazılı basında yayınlanmış bir haberi kaldır. Onun içindir ki gazetemiz kurucusu Hasan Canın ömrü adliyelerde geçmiştir. Onun içindir ki vatandaşın ciddiyet konusunda yazılı basına güveni farklıdır.
Biz hackerler tarafından hacklenip haberi değişitirilebilecek değil biz devletin yazılı resmi evrağıyız...