7 Haziran seçimlerinin üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen seçim sonrasının vermiş olduğu şaşkınlığın geçmemesi aslında seçim öncesi siyasi partilerimizin yapılacak olan seçimin her türlü sonuca açık olabileceği ihtimalini seçmenleri düzeyinde anlatamadığından 8 Haziran’dan bugüne kadar karmaşa siyaseti gündemimizi oldukça meşgul etmiş ve orta vadede hala meşgul edeceğe benziyor. Bu seçim sonuçları tüm siyasi partilerimize yeni bir fırsat vermiş öyle sanıldığı gibi yurttaşların kömüre makarnaya oy vermediğinin ispatı niteliğinde bir seçim olmuştur.Artık seçim dünde kalmıştır.Bugüneve yarına dair neler yapılabileceği tartışma vaktidir.Fakat üzülerek ifade etmem gerekir ki ülke menfaatleri üst başlığı ile seçim sonuçlarını tartışmamız gerekirken ülke bekasını kişiler üzerinde tartışma konusu yaparak dinamik ve statik enerjimizi boşa harcıyoruz.Yaptığımız analizde bu seçimde zaferi HDP elde etmiş AKP 13 yıllık ezici bir iktidarın ardından bir önceki seçime oranla ciddi bir oy kaybı yaşamış fakat 3 Kasım 2002 seçim sonuçları ve bugün ki tablodaki oranları karşılaştırdığımızda başarı elde etmiştir. CHP ve MHP ise aldıkları oy oranları ile aslında tahminlerin ötesine geçemeyerek başarısız bir seçim süreci geçirmişlerdir.Etkin bir demokrasi etkin bir denetimin varlığı ile mümkündür.Gelişmiş demokrasilerde de denetim güçlü bir muhalefet ile olur.Fakat dünün muhalefeti bugünün koalisyon ortağı olabileceğini tartıştığımız başta CHP olmak üzere diğer partilerimiz reformist bir parti görüntü veremeyişi son 13 yılda yurttaşların neden AKP iktidarını desteklediğinin cevabı niteliğindedir.CHP’nin millet vekili belirleme sürecinde ön seçim yapması ve Merkez Türkiye projesi demokrasimiz açısından taktire şayandır.Ancak CHP Genel Başkan’ı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sonrası %40’a karşı %60’lık bir blok oluştu diye bir analiz yapması en basit tabiri ile fecahattir.Parti parti ele aldığımızda HDP Apo’cular,Kandilciler ve bu iki güç merkezi haricinde yenilikçi Kürt akımı ile parçalanmış bir görüntüde olduğu bilinen bir gerçek.CHPAleviler,Kemalistler ve eski liberal sonradan sol olan Oktay Ekşi benzeri bloğun olduğu parti içi farklı görüş halen mevcuttur.MHP ise varlık sebebi ayrılıkçı Kürt harekatını durdurma üzerine konumlandırmışken %60’lık bloğun büyük bir çoğunluğunu bu 3 partinin oluşturduğu blok sadece Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Bey düşmanlığı ile bir arada tutma fikri aslında doğmadan düşük yapmıştır.Yapılması gereken aklı selim ile hareket edip başta AKP-CHP koalisyonu başta olmak üzere parlementoya girmiş bütün partiler ile ön yargısız bir şekilde koalisyon senaryolarını tartışmaktır. Bu bir demokrasi şölenidir.Sandığın demokrasinin asli unsuru olduğunu gösteren en açık bir seçim olmuştur.Seçmen bütün partilere konuşun, tartışın ve ülkeyi barış huzur içinde yönetin mesajı vermiştir.Gerek AKP ve gerekse diğer partilerin mevcut durumda rövanşist davranmaması partileri ve ülke menfaatinin bir gereğidir.Ülke yönetiminin şirket yönetiminin devasa bir versiyonu olarak düşündüğümüzde biz ve biz benzeri ülkelerin artık aile şirketi gibi ülke yönetiminden profosyonel şirket yönetimi gibi eşit paydaşlar ortak menfaat etrafında toplandığımız bir ülke yönetiminin olduğu yarınlar görme dileğimle…Saygılar… (adem) adem_yasar@outlook.com