Atom çekirdeklerinin parçalanması sonucunda büyük bir enerji açığa çıkmaktadır. Fisyon ve füzyon tepkimeleri ile elde edilen bu enerjiye "çekirdek enerjisi" veya "nükleer enerji" adı veriliyor.Nükleer reaktörler nükleer enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Temel olarak fisyon sonucu açığa çıkan nükleer enerji, nükleer yakıt ve diğer malzemeler içerisinde ısı enerjisine, bu ısı enerjisi de kinetik enerjiye ve daha sonra da jeneratör sisteminde elektrik enerjisine dönüştürülür.1.000 MWe gücündeki bir nükleer reaktör, yılda yaklaşık olarak 27 ton (7 m3) kullanılmış yakıt üretmektedir. Normal işletme koşulları altında çalışan nükleer reaktörlerin, dışarıya verebilecekleri en fazla radyoaktivite, normal doğal radyasyon seviyesinin %0,1-1'i ile sınırlandırılmış olup pratikteki durum ise bu sınırların da altındadır. Dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik gelişmelerin yanı sıra, nükleer enerji yatırımlarına yönelik projeler küresel ölçekte ivme kazanmaya başlamıştır. Peki bu ne kadar doğru ? Okadar yenilenebilir kaynak bulunurken peki biz neden Nükleer Enerji'yi seçiyoruz? Çünkü biz sırf enerji için yada sağlıklı bir toplum için değil Nükleer Enerji'yi sırf bir gelir kaynağı olarak seçiyoruz. Almanya'da yenilenebilir enerjiden üretilen elektriğin oranı, 2000 yılında ulusal toplamda yüzde 6.3'ten, 2009 yılında yüzde 16.1'e yükselmiştir. 2009 yılında, Almanya'nın yenilenebilir enerji sektörüne toplamda 20 milyar Avro'yu bulan miktarda yatırım yapıldı. Resmi rakamlara göre, özellikle ufak ve orta boy işletmelerde, 2009 yılı itibarıyla 300.500 kişi Almanya'nın yenilenebilir enerji sektöründe çalışıyor. Bu istihdamın yaklaşık üçte ikisi, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yasası'na dayanıyor. Bu ne demek Almanya işi kurallarına göre oynuyor. Bu yıl üstünden 29 yıl geçen Çernobil Nükleer faciasının radyoaktif etkileri halen ülkemizde görülmektedir. Dünya için çok büyük bir dramatik bir öyküye sahip olan bu şehir hala kullanılamaz halde ve sadece orada olmamakla birlikte çevresine devasa bir radyoaktif ve kullanılamaz bir alan teşkil etmiştir. Bu Nükleer Santraller'in açılması sadece yönetimde bulunan siyasilerin kararı değil oradaki yaşayan insanlar ve dahi sınırında bulunan ülkeler çerçevesinde yasalaştırılmalıdır. Biz daha etkisi henüz geçmemiş bir Nükleer facianın izlerini taşıyan bir ülkede yürürlüğe girmesi için bir Nükleer Santral kurmayı planlıyoruz sizce bu ne kadar doğru? Bizden kat ve kat gelişmiş olan ülkeler yenilenebilir enerji kaynakları kullanırken biz neden pahalı, istihtamsız ve insanların güvenliğini hiçe sayan bir teknoloji kullanıyoruz.Ülkemizde yenilenebilir enerjinin en güzel örneği bizzat benim kendi şahitliğim ile gittiğim Bozcaada bulunan Rüzgar Enerji Santralleridir. Türkiye'nin üçüncü en büyük adası olan Bozcaada'nın sakin ve huzur verici ortamında doğanın üretici gücü ile Haziran 2000'de 17 adet 600 kW Enercon türbini olan 10.2 MW kurulu gücündeki Bozcaada Rüzgâr Enerji Santrali yılda yaklaşık olarak 35 milyon kilovatsaat elektrik üreterek 14.000 konutun elektriğini karşılamaktadır. Ada ihtiyacın 30 kat fazlasını üreterek depolanmış elektrikleri çevreye zarar vermemek amacıyla yeraltı kabloları ile Çanakkale'ye aktarılmaktadır. Sonuç olarak; Bizler geleceğimiz için temiz bir enerji kaynağı istiyoruz.Daha ucuz ve kalıcılığı yüksek olan doğal yenilenebilir kaynaklar kullanmak istiyoruz ve bu kararı tek bir elde bırakmamak bizim elimizde gelin temiz bir çevre ve sağlıklı nesiller ile doya doya yaşamak için bu konuda kamuoyunu bilinçlendirelim. Temiz, sağlıklı ve güzel nesiller için SONUNA KADAR AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ'NE KARŞIYIZ. Saygılarımla ORHUN KARAKUŞ