Kapat !

İNSANLIK ÜZERİNE BİR YAZI

İNSANLIK ÜZERİNE BİR YAZI

İçindeki insan ölürse, çocuk ölür, kadın ölür, doğa ölür. Yaşanır bir dünyanın hayalini kurmak istiyoruz. İnsan olmanın erdemini, onurunu, gururunu, doya-sıya yaşamak istiyoruz.
Dünyanın bahşedilen güzelliklerinde insanoğlunun ne kadar hakkı varsa, kurdun, kuşun, kelebeğin de o kadar yaşam hakkı olduğuna inanıyoruz. Dünyada var olan tüm canlıların yaşam alanlarının yok olmaması gerekliliğine inanıyoruz. Çocukların ve genç ölümleri içimizde yarattığı travmalardan kurtulmak istiyoruz. Yaşanası bir dünyada var olmak istiyorsak, insanlık ölmemeli.
Bugünkü hükümetin kutuplaştırma, ayrıştırma siyasetinin getirmiş olduğu noktaya dikkat edilmesi gerekmektedir. Yönetim kademesinde olanların sürekli bizleri öteleyerek, dışlayarak yok sayarak birlikte yaşama, var olma mücadelesini sürdüremeyiz. Sürekli gerginlikler yaratarak yaratılan gergin ortamın enerjisini kendi hanenize oy olarak yazıldığını düşünmektesiniz. Bu sürecin devamından vazgeçmek gibi düşüncenizin olmadığı görülmektedir. Bu süreç size inanılmaz maddi kazançlar, ülkeye büyük zararlar vermektedir. Bizler de bu ülkenin vatandaşlarıyız.
Büyük yazar Dostoyevski'nin "Sönmüş dostluklar üzerine aşılanmış kin ağacı öldürücü yemişler verir."diye bir sözü vardır. Bizler sönmüş dostlukların olduğu, öldürücü kin ağacının yemişiyle beslenmek istemiyoruz. Sevgi ağacının verdiği, yaşam sevinci, hoşgörü, meyveleriyle beslenmek istiyoruz. Gölgesinde tüm insanların birlikte oturabileceğine inanıyoruz. Bu ülkede birlikte yaşıyoruz. Yaşamaya devam etmek zorundayız. Bir başka yere gidip yaşamımızı idame etme imkânımız yok.
Sizler hepsi bizden olsun mantığıyla hareket ediyorsunuz. Müsteşarı, müdürü, müte ahhidi bizden olsun istiyorsunuz. İşvereni, işçisi, sendikası, taşeronu bizden olsun istiyorsunuz. Doğanın, yaşamın, demokrasi denen yönetim şeklinin böyle bir kanunu yok. Bu ülke çok acılar çekti. Başbakanını bakanlarını idam etti. Sabahattin Ali, Bedrettin Cömert, Ümit Kaftancıoğlu, Çetin Emeç, Abdi İpekçi, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, Gün Sazak gibi büyük değerlerini cinayete kurban verdi. Seksen ihtilalı geçliği hapishanelerde, işkencelerde, idam sehpalarında kaybetti. Erdal Eren'i yaşını büyütüp gönderdi idam sehpasına. Bir soldan bir sağdan diyerek Mustafa Pehlivanoğlu, Nejdet Adalı'yı gönderdiler sehpalara. Büyükelçilik görevlilerini Asala teror Örgütünün hain saldırılarında kaybetti. Yıllardır da devam eden PKK'nin yarattığı terorle binlerce insanımızı kaybettik. Sivas'ta yaktılar ozanları şairleri. Bu kadar acı yeter artık!
Ölüm adres sormuyor. Güneydoğu'da kaybettik çocuklarımızı. Mazlum Akay, Doğan Teyboğa, Canan Saldık, Mehmet Nuri, Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz. Gezi Parkı olaylarında yitirdik Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz'ı Bu günlerde yaşadığımız acılar bir başka acıtıyor. Birlikte gülemiyoruz. Ölümleri'' Sizden mi bizden mi?'' diye sorgular hale geldik. Kadın cinayetlerine her gün bir yenisi eklenirken Özgecan'ın vahşice katledilmesi de insanları derinden sarstı. ''Ölümleri kanıksadık mı?'' diye sormak gerekiyor.
Güneydoğu'da güvenliği PK lılara bırakan AKP Hükümeti artık üniversite güvenliğini de PKK sempatizanlarına bırakmıştır. Ege Üniversitesi öğrencisi bir gencimizi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu kaybettik. Ambulans üniversiteye yaralıyı almak için giremiyorsa devletin varlığı sorgulanır hale gelir. Camın candan değerli olduğu bir dünyada Nuh Köklü'yü kaybettik. Kurşun adres sormuyor genç ölümler olmasın. İnsanlık ölmesin!
Fatih SAN

Bu Haber Hakkında Ne Söylemek İstersiniz?

UYARI: T.C. kanunlarına uymayan, konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren, inançlara saldıran, şiddete teşvik eden ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.

Güvenlik Kodunuz 56173

Kullanıcı Adı

E-Postanız

Bu Yazıya 0 Yorum Yapılmış

Yorum Yok

Tüm yorumları okumak için tıklayın